Cuma günü Tarık Pabuçcuoğlu ve Deniz Özerman'ın konuk olacağı Uyanık Bar'da Istanbul Arabesk Project canlı performans sergileyecek.
CUMA 01.15
Cuma günü Tarık Pabuçcuoğlu ve Deniz Özerman'ın konuk olacağı Uyanık Bar'da Istanbul Arabesk Project canlı performans sergileyecek.
CUMA 01.15
Serji stüdyoya geri geldi. Ama serji olarak gelmediii :D
Annesi kılığında geldi…
Serjinin annesinden haberler: serji daha çok küçükken tacize uğradı, balkondan tepeüstü yere çakıldı kafası yarıldı..
…
Yayın bitmek üzereyken Özge Özder pot kırar: –Lara Surol’un çocuğundan ve laranın iş için Victoria’s Secret defilesine gittiğinden bahsederken: “demekki çocuğu doğru zamanda yapmak lazım, evde ağlarken bırakıp gitmemek lazım” der, yanlış anlaşılabileceğinin farkına varıp; çocuğun büyüdüğünü, annenin çalışabileceğini de cümlesine ekler.
Kızlar tuvaletinde görevlilere yakalanan serji yaka paça dışarı çıkarıldı. Serjinin izin verin yayını bitireyim diye yalvarmasına rağmen görevliler yeterince acımasız davranarak serjiyi asansörle dışarı çıkardılar.
Serji bu haftaki yayının sonlarında Murat Han’ın atletini çıkarttırarak stüdyodaki bir kovanın içine üzerine tutuşturucu döküp yaktı. Bundan sonrası için de Murat Hana atlet yasağı getirdi :D
http://sozluk.sourtimes.org/?t=uyanık+bar
#16514456 numaralı entry.
çok olumlu düşüncelerim vardı. bir hayli de beğeniyordum. haftalar geçtikçe o aşk heyecanı geçti. kusurlarını görmeye başladım.
serji iyi, hoş, komik, eğlenceli. ama sadece serji ile olacak iş değildir. bence yapabileceğinin yarısını yapmıyor, yapamıyor serji.
ya da ben bol kepçeden fazlaca potansiyel koymuşum kendisine. ayrıca serji'ye kesinlikle zoom yapılmamalı. tamam adam komik falan filan ama en az bir okan bayülgen kadar çirkin biri. ne gösteriyorsun bana soba borusu gibi burun deliklerini adamın.
yeni konular bulunmalı. şöhret kapısını aralamaya çalışan serji daha ne kadar izlenir bilemicem. ya da gelen konuk bayanlara yazan serji. çok zorluyor kendini birşeyler olsun diye. ayrıca bu serji'nin işi de değildir ki malesef hesap serji'ye kalıyor.
konuklara text verilmiş gibi basmakalıp şeyler yaptırılmamalı. konuklar nası istiyorlarsa öyle davranmalı. ki bu durumda, konukların olaylara tepkileri doğaçlama olacak ve serji de buna karşılık doğaçlama geri bildirimlerde bulunacak. bu programın daha da samimi ve izlenebilir olmasını sağlayabilir. bu hafta x kişi varmış, ha anlaşıldı serji buna yazacak. y kişisine de arkadaş gibi davranıp, lavaboda yalnız kaldığında da arkasından saydıracak. bunların olacağını bilip izlemek ayrı, ulan bu hafta x ve y var. nası insanlar acaba? serji'ye nasıl davranacaklar? serji bu durumda nasıl davranacak? bide bu şekilde izlemek var.
bana kalırsa, programın yönetimi çok kötü. sonuçta yukarıda saydığım şeyler, bence programın yönetiminin sorunudur. ne serji'den almaları gereken verimi alabiliyorlar ne de konudaklardan.
bu arada araya serpiştirilen vtrler çok eğlenceli. fakat orda da yine sorun var. biraz güzel sunun şunları. 80 lerden kalma. serji kundaktayken, karşı cins'in başlangıç görüntüleri fena halde kötü. (başlangıç görüntüleri dedim. ismi varsa bilmiyorum. bilen insan yazıversin, düzelteyim.)
ha program kaldırılırsa da çok mu kötü olur. bu saatten sonra olmaz. seveni ile sevmeyeni ile değişik bir şey yapabilen bi adam biliyoruz artık.(ben uyanık bar ile tanıdım.) kanal sahipleri, prodüksiyon yapımcıları da o kadar balyoz değiller. birşeyler yaparlar. görmeye devam ederiz serhat kılıç'ı
söz sende leonard cohen
Dün akşamki bölümde deniz çakıırın aslında melek gibi iyi biri olduğunu, kötülükleri yapanın onun bedenini ele geçiren Ferhunde olduğunu söyleyen Serji, Deniz Çakırı Ferhundeden kurtarmaya çalıştı. Polat Bilgin de Serji’ye yardım etti. Deniz Çakır şaşkınlık içinde ne olduğunu anlamaya çalışırken Ferhunde Serji’nin içine kaçtı.. Böylece Denizi kurtarmak isteyen Serji kendisi Ferhundenin esiri oldu..
Bir sayfa kopuyor zamandan
Ayrılırken sen yanımdan
Bu aşkın daha en başından
Korkuyordum ben sonundan
Bir günah gibi gizledim seni
Kimse görmedi seninle beni
Ağlarken içim güldü gözlerim
Bir günah gibi gizledim
Ne bugün ne de yarından
Beklediğim ne kaldı
Beni o gün senden kıskanan
Resimler de sarardı
Uykusuzluk çekenlere birebir Uyanık Bar canlı yayınla Cuma 01.00'da FOX’ta!
Uyanık Bar'ın bu haftaki konukları Deniz Çakır ve Polat Bilgin...
'Ben daha bebek gibiyim'
Oyuncu Serhat Kılıç, 'Uyanık Bar' adlı programıyla Türk seyircisini yepyeni bir formatla tanıştırdı. Kılıç programda, canlandırdığı Serji karakteriyle Beren Saat'ten tokat yedi, Sinan Tuzcu'dan azar işitti
25.06.2009 05:38:00
İnsan zaplarken Fox TV'de karşılaştığı 'Uyanık Bar' adlı programa ilk önce bir anlam veremiyor. Nasıl bir program olduğunu anlamaya çalışırken bir de bakıyor ki bir-iki saattir kanala çakılı kalmış... 'Uyanık Bar'ın kahramanı Serji, seyirciye, anlam veremese de, kendini izlettiriyor, çünkü merak ettiriyor. Yeri geliyor konuğu Beren Saat'ten, kendisine çok asıldığı için tokat yiyor, yeri geliyor eşiyle çok ilgilendiği için Sinan Tuzcu'dan azar işitiyor... Serji'yi canlandıran oyuncu Serhat Kılıç, son zamanların en merak edilen kahramanı 'Serji'yi anlattı...
* Ne olacak bu Serji'nin hali? Gelen yerden yere vuruyor onu...
Bu durum bizim işimize geliyor, istediğimiz o yoksa konuk gelmez...
* Konuklara "Gelin Serji'yi yerden yere vurun" mu diyorsunuz yani?
Evet, mesela Beren'e (Saat), "Üstüne geleceğim, istersen beni tokatlayabilirsin" dedim. Programda da o kadar üstüne gittim ki, dayanamadı tokadı patlattı. Aslında her şey sürpriz gelişiyor, ne olacağını bilmiyoruz, hiç yazılı metnimiz yok.
* Aslında Serji acınası bir adam gibi geliyor bana...
Ama bunun çok bilincinde olduğunu sanmıyorum. Aylak deriz ya, tam aylak kelimesinin karşılığı kendisi. Ama genel kültürü hiç fena değil müzikten de iyi anlıyor, sinemadan da... Hiç fena bir adam değil yani...
* Peki Serji ismi nereden çıktı?
Bir arkadaşım bana üniversitede böyle bir lakap takmış ve bunu yaymaya çalışmıştı. Ama çok başaramadı. Sonra şov için bir isim ararken, benim aklıma arkadaşımın taktığı Serji lakabı geldi.
ASILMAM MÜMKÜN MÜ?
* Neden kendi isminizi kullanmayı tercih etmediniz?
Çünkü oradaki adam ben değilim, ben orada bir oyuncu olarak rol yapıyorum. Örneğin Beren'i 'Hatırla Sevgili'den tanıyorum, çok sevdiğim, çok tatlı, çok şirin bir insandır. Ona kendi kimliğimle asılmam mümkün mü? Sonuçta Serji bir televizyon karakteri. Ne yapacağı hiçbir zaman belli olmaz.
* Ama Serji gelen bütün kadın konuklara sarkacakmış gibi görünüyor...
Hayır, asla öyle bir şey yok. Sadece beğendiklerine sarkıyor. Şimdiye kadar da hep güzel kadınlar geldi, ben ne yapayım, daha doğrusu Serji ne yapsın!
* Çirkin bir kadını da konuk etmeyeceğine göre sarkmaya devam yani...
Serji, "Çirkin kadın yoktur, kadın var oluş itibariyle güzeldir" diyor. Ben de Serji'yle aynı fikirdeyim. Bir de Serji herkese aşık oluyor!
HERKESLE FLÖRT EDİYOR
* Her gelene aşık mı oluyor yani?
Evet. Cinsler sınırlaması yapmadan herkesle flört halinde. Tabii heteroseksüel bir adam, onun da altını çizeyim. Aslında Serji'de kadınların duyarlılığı da var ama o taraflarını henüz göstermedi.
* Bu program nasıl doğdu?
Bu formatı ve karakteri Şafak'la (Bakkalbaşıoğlu) bulduk. Şafak'a hep, "Sunucu olmaktan çok korkuyorum, direkt kameraya bakmayacağım bir iş olsun, oyunculuğu da ucundan yapabileyim" diyordum. Yani 'Nasıl yaparız da ben sunucu olmam' sorusuyla başladı her şey.
* Niye, sunuculuk fobiniz mi var?
Yoo hayır, ondan değil. Sunucu olarak çıksaydım, yaptığım iş talk show olacaktı. Talk show'u da çok iyi yapanlar var zaten. Ben de oturup onları izliyorum. Onlardan daha iyisini yapamam nasıl olsa...
* Yani yeni bir kulvar yaratayım da başkalarıyla kıyaslanmayayım diye mi düşündünüz?
Hayır, öyle değil. 'Yol Arkadaşım' dizisinde İlker, 'Hatırla Sevgili'de Kamil karakterlerini oynadım. Tiyatroda 20-25 prodüksiyonda onlarca rol oynadım, Amerikalı'yı, Fransız'ı, Türk'ü canlandırdım. Serji de onlar gibi bir karakter. Yani ben 'Uyanık Bar'da da doğaçlama oyunculuk yapıyorum.
* Format seyircinin alışık olduğu bir format değil. Bu bir risk değil miydi?
Riske girmezseniz, o işten sürpriz çıkmaz. Her zaman risk almak gerekir.
* Biraz da farklı bir şey yapma, sıradan olmama kaygınız var demek ki...
Evet ama bu egoyla alakalı değil. Bu formatı yaratırken, ne yaparız da farklı bir şey olur diye uğraşmadık. Bendeki malzemeyi uygun bir şekilde nasıl kullanabiliriz diye düşündük. Yani aslında bana, üzerinde at koşturmam için bir zemin hazırladık. Ben şimdi orada tırıs koşuyorum... O kadar sağlam bir yerdeyim ki, bana sadece içeride atımla koşmak, konuklarımı da terkime alıp şahlanıp gitmek kalıyor.
BENİM KUSURLARIMI TAŞIYOR
* Programda oyunculuğun dışındaki yeteneklerinizi de sergiliyorsunuz. Örneğin harika şarkı söylüyorsunuz, hem de pek çok türden...
Müzikle iç içe büyüdüm, bizim evde her saat müzik vardı. O yüzden rock'tan caza, Türk Sanat Müziği'nden gazele kadar her türü severim. Hafız Burhan da dinlerim, Enver İbrahim de, Lois Armstrong da, Elvis Presley de... Ayrıca oyunculuk eğitimiyle birlikte şan ve dans dersi de aldım. Ama bunları benim yeteneklerim olarak değil de, Serji'nin avantajları olarak değerlendirip, uygun zamanlarda kullanmaya çalışıyoruz.
* Serji normal hayatta insanların seveceği bir tip değil gibi geliyor...
Aslında çoğumuz o kadar sevilesi değiliz, çevremizdekiler bizi, çok sevecen olduğumuza ikna ediyorlar sadece. Yani bu biraz çevremizdeki insanların ne kadar sabırlı olduğuyla alakalı... Ben de çok kusursuz değilim zaten. Serji benden çıktığı için de, içinde benim kusurlarımı taşıyor.
* Siz Serji'yi baya seviyorsunuz...
Seviyorum, hatta gittikçe daha çok seviyorum. Ama açıkçası artık Serji benim kontrolümden çıkmaya başladı. Yani 'Bir ben var benden içeri' derler ya, biraz öyle olmaya başladı. Aslında bu hoşuma gidiyor, ben de eğleniyorum o zaman.
BEN DAHA BEBEK GİBİYİM
* Hedefiniz arasında oyunculuğun yanı sıra programcılık, şovmenlik de var mıydı?
Hayır, ben oyunculuk yapmaktan çok memnunum, bu benim için bir tutku, başka bir şey yapmak istemiyorum. 'Uyanık Bar'da da bir oyunculuk performansı sergilediğimi düşünüyorum.
* Okan Bayülgen'in de ilk çıktığında sizin gibi yadırgandığını ama ileride sizin de onun gibi çok başarılı olacağınızı söyleyenler var. Ne düşünüyorsunuz?
Okan Bayülgen yıllardır bu işi yapıyor ve çok başka bir televizyon birikimine sahip. Ben daha televizyonda bebek gibiyim, o yüzden öyle bir şey söz konusu olamaz. Zaten bence Okan, artık talkshow kulvarını da aşıp, 'talk'ın da ötesine geçti. Ondan daha iyisini yapamayacağım için ben başka bir şey yapıyorum. Bizimkinden yapan yok, rakip olmadığı için de daha rahatız.
SEYİRCİ DE OYUNA TELEFONLA KATILIYOR
* Telefonla programa katılanların sayısı gittikçe artıyor. Seyirci de benimsedi sizi...
Evet, program sırasında rejiyi arayıp, oyuna katılmak isteyen seyircilerimiz oluyor. Mesela geçen hafta 43 yaşında bir bayan seyircimiz aramış ve "Mahalleden Serji'yi tanıyan ve ona hayran bir kız olmak istiyorum. Merak etmeyin sesimi değiştireceğim ama Serji çok baskın çıkarsa suratına kapatacağım. Yalnız ne olur söyleyin Serji'nin suratına kapatacağım, Serhat Bey'inkine değil" demiş.
----------Günaydın----------
Uyanık bar’ın bu haftaki bölümünde Serji Yasemin Öztürk’le öpüştü.
Pınar Altuğ ve Emre Kınayın öpüşme sahnesini canlandıran Serji önce seyircilerden kilotlu çorap istedi. bir seyirci kilotlu çorabını sahnede çıkararak Serjiye verdi. (Seyirci kız kilotlu çorabını çıkarırken Serji siyah bir örtüyle sarıp sarmalayarak kızın soyunurken çıplak görünmemesini sağladı.)
Ardından kilotlu çorabı giyen Serji bu sayede olası set kazalarının önüne geçildiğini söyleyerek, Yasemin Öztürk’ün artık Serjinin erkekliğinden korkmaması gerektiğini, kilotlu çorabın bir güvenlik önlemi olduğunu vurguladı. Yine de her ihtimale karşı araya yastık da koyan ikili bir havucu uçlarından yiyerek, havucun bittiği yerde dudak dudağa geldi.
:))
Program her zaman ki gibi harikaydı. Yasemin Öztürk çok seksiydi… Öpüşme sahnesi güzeldi (masum bir öpücük) :)